İlin %77,8’ini kaplayan dağlık alanları genellikle kalkerden oluşmuştur. Kolay eriyebilmesi nedeniyle bunun topografyaya etkisi büyük olmuş; sayısız düden, polye, dolin yeraltı nehri ve mağaralarla tipik bir karst topografyası ortaya çıkmıştır.
Alp Dağları’nın oluşumu sırasında kıvrılarak yükselen Güney Anadolu Dağları, oluşma hatları yönünden doğuda Toroslar, batıda Beydağları olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Beydağları, etrafındaki diğer dağlarla birlikte çeşitli kuvvetlerin etkisi altında kalmış ve kıvrımlar yüksek bir yükseliş göstererek aralarında küçük ovaların bulunduğu bir çevre meydana getirmişlerdir.
Yüksekliği 3.000 m.yi geçen bu dağlar, genellikle güneybatı-kuzeydoğu yönlerinde uzanmakta; denize dik indikleri ve aşırı yaklaştıkları için de dik yamaçlı, girintili, çıkıntılı ufak koylardan meydana gelen bir topografya göstermektedir.
Antalya sınırları içindeki dağları iki grupta incelemek yerinde olur. Bunlardan birisi körfezin batısına, diğeri de doğu tarafına düşen dağlardır. Batıdaki dağlar grubu Eşen Çayı’nın kaynağı ile güneyde Gelidonya Burnu, Antalya Limanı ve kuzeyde Söğüt Gölü civarında bulunan Rahat Dağı arasındaki dörtgen içine giren yarımadanın sahip olduğu dağlardır ki, buna Tekeli Yaylası denir. Bu bölgedeki dağlar, Eşen Çayı’nın doğu tarafındaki çöküntüden başlayarak biri kuzeye doğru devam edip, Kızılcadağ’ın kuzeyindeki Rahat Dağı’na kadar uzayıp gider. Diğeri de, önce doğuya, sonra da Gelidonya Burnu’ndan itibaren kuzeydoğuya doğru uzanıp Antalya kentini doğuda bırakıp, Korkuteli’nin doğusunda Kızılcakaya’ya doğru uzanan koldur.
Eşen Çayı’nın doğusundaki çöküntüden başlayarak kuzeye doğru uzanan dağ sıraları birdenbire dikleşir ve Tekeli Yaylası’ndaki dağlar yükseltilerinin en yükseğine ulaşıp Akdağ (3.024) adını alır. Bu dağ Eosen ve üst Mezozoik kalker ve fl işlerinden oluşmuş olup, üzerinde karst gölleri, bu yalakları ile buz vadileri bulunmakta; dağ sporlarına uygun bir alan meydana getirmektedir.
Elmalı ilçesinin 40 km. güneybatısında bulunan bu dağlık alan kuzeydoğuya gittikçe alçalmaya başlar ve oldukça derin bir vadi oluşturduktan sonra kuzeydoğuda adı gibi yuvarlak bir tepe olan Yumru Dağı (2.741) belirir.
Daha kuzeye gidilince bu yörenin en sevimli yaylalarından biri olan ve kendi adını taşıyan bir gölün yakınında Girdev Yaylası’na çıkılır. Elmalı ve Kaş’ın ortak yaylası olan Gömbe Yaylası da buradadır. Elmalı Ovası’nı Fethiye yönüne bağlayan Göğü Beli’ne doğru alçalan dağlar Elma Dağı’na (2.600) doğru tekrar yükselmeye başlar ve sonra Kızılcadağ (2.598) ile birleşir.
Güneye doğru uzanan Kohu Dağı’nın (2.540) doruğu çıplak olmakla birlikte güney ve kuzey yamaçları katran çamı ormanları ile kaplı olduğu gibi, kuzeybatı yamaçları üzerinde irili ufaklı çeşitli gölcükler bulunmaktadır.
Kohu Dağı ile Beydağları’nın etekleri arasında büyük, sulak ve verimli Elmalı Ovası ile Karagöl ve Kohu Dağı’nın hemen kuzeyinde bugün tamamen kurutulmuş olan Avlan Gölü vardır. Kızılcadağ ile Beydağları sıradağları arasında Behiş Ovası bulunduğu gibi Kızılcadağ ile doğusundaki Koru Dağı (1.211) kuzeydeki Rahat Dağı (2.292) arasında da geniş ve çok verimli Kızılcadağ Ovası ile 132 bin dönümlük bir alanı kaplayan Manay veya Söğüt Gölü vardır. Eşen Çayı’ndan güneye doğru uzayan kol ise hemen kıyıya paralel bir yön alır.
Bu arada Kazanpınarı Dağı (1.947) ve doğusunda Susuzdağı’nın (2.741) adlarını anmaya değer. Doğuya doğru gidildikçe Başgözsuyu ile Alakırçayı arasında Tokaçdağı ve Başçayı’n kenarındaki Gökbük Köyü’ne doğru Asmatepe ve bunun biraz batısında Alacadağ, Finike’nin Karaöz Köyü’nün iki yanında yükselen Şapşal ve Markiz Dağı vardır.
Bundan sonra artık Beydağları başlar. Doğu eteklerini Antalya Körfezi’ne; batı yamaçlarını Elmalı Ovası’na yaslayan bu dağlar, güneyde Kilidonya Burnu’ndan kuzeyde Korkuteli sınırına kadar uzanır.
Tekeli Yaylası’nın en dik ve oylumlu ayrıca en yüksek tepelerini meydana getiren bu dağ grubu Beydağları ile anılır. Beydağları gerçekte büyük bir dış etki ile oyulmuş bir yarıkla birbirinden ayrılmış birbirine paralel iki sıradağ grubundan oluşmuştur. Bu iki sıradağ grubu, oluşum yönünden ayrı özellikler gösterir. Denize yakın bulunan ve kıyıya paralel olarak ilerleyen dağlar daha genç. daha çıkılması güç, daha diktirler. Doruklarında yüzlerce metrelik derin uçurumlar vardır. Bazı bölümleri bir set gibi yükselen ve insana doğal oluşumlardan çok bir tiyatro dekoru görünümünü veren bu dağların silueti, testere ağzı şeklinde bir manzara sunar.
Buna karşılık ikinci sırayı meydana getiren dağlar daha yüksek olmalarına rağmen, çok engebeli ve tepeleri geniş, yamaçları tatlı eğimlidir. Kilidonya Burnu’ndan Antalya Körfezi’ne dönüldüğü zaman, Adrasan Burnu’nun kuzeyinde Tahtalı Dağı (Olympos Dağı-Antik Adı Cilimax) (2.375) ve bunun sahil eteklerinde antik Olympos Antik Kenti’nin kalıntıları vardır. Bunun biraz daha kuzeyinde ve Çıralı adı verilen bölgenin 7 km. batısındaki dağda Hephaistos Mabedi ve onun yanında Homeros’un İlyada Destanı’nda sözünü ettiği ünlü Bellerophontes Söylencesi’nde adı geçen Chimera Alevi bulunur. Bu aleve Çıralı Yanardağı denir. Bu yanardağ ateşinin 10 bin yıldan beri yandığı sanılmaktadır. Bu alev kalker alan ile serpantin alanın tam birleştiği yerdeki bir çatlaktan çıkan bir tür metan gazıdır. Bu kıyı dağları Antalya bölgesinde Gavuryolu ve Karadağ yönüne kadar gelir ve orada Antalya Ovası’na yer vererek hafifçe batıya doğru kıvrılır.
Burada Geyik Bayırı, Şerafettin Bayırı ve Boğa Çayı’nı oluşturan Karaman Çayı’nın iki yanında Tepe Dağı, Bakırlı Dağı’nı meydana getirdikten sonra Antalya kıyı ovasını Korkuteli Yaylası’na bağlayan Yenice Boğazı’nın güney sırtlarını oluşturan ve Antalya’nın en ünlü antik kentlerinden biri olan Termessos kalıntılarının üzerinde bulunduğu Güllük (Solymos) Dağı, daha sonra Korkuteli Ovası’nın güneyini çevreleyen Kuran Dağları ile birleşir. Bu dağlar 2.000-2.500 metre arasındaki yüksekliktedirler. İkinci sırayı meydana getiren Beydağları ise yukarıda sözü edildiği gibi çok yüksek olmasına rağmen pek engebeli değildir. Bu yükseklikler arasında Feslikan Yaylası, Alim Pınarı, Çitdibi, Karçukuru Yaylası, Tekil Pınarı, Gödene Yaylası gibi soğuk ve billur suları ile eşsiz yaylalar vardır.
Bu dağların engebeli yerleri Muhaylı Dağı’nın dibinden başlayıp Bozan Gölü çukurundan geçerek Korkuteli karşısındaki Kuran Dağları’na doğru donduğu bölgedir Buralarda çok sarp karstik çöküntülerle birlikte Alakır Çayı yönünde eteklere doğru bir sıra Kırabuz ve Katranbaşı denilen yerlerde çok dik yerler vardır. Bu dağların en yüksek tepesi, Elmalı’nın karşı tarafına gelen ve civarında Karst Gölleri, Dolinler, Glasyeler devrinden kalma yer şekilleri bulunan Kızlar Sivrisi’dir. (3.086). Bu dağın dorukları Temmuz ayı ortalarına kadar karla örtülüdür. Bunun kuzeyinde Muhayli Dağı, onun kuzeyinde Çalıbalı Dağı (2.262) vardır. Söğüt Gölü’nün doğusunda Koru Dağı ve onun kuzeydoğusunda Boz Musa Dağları vardır ki; bu dağlar Burdur sınırını ve bunların doğusunda kalan bölüm Korkuteli’nin Bozova’sını meydana getirir.
Tekeli Yaylası ile doğu dağ grubunu oluşturan engebeler arasında yüksekliği 1.500 metreyi geçmeyen bir takım dağlar vardır ve bunların batı sınırını Karam Çayı çizer. Antalya’nın kıyı düzlüğünü kuzey düzlüğüne bağlayan 13 km. uzunluğundaki Çubuk Boğazı, bu engebeleri oluşturan sıradağların arasındaki vadiden geçer. Burada dağlar, doğu batı yönüne dönerler. Darım Dağı, Kadın Dağı bu grup içindedir. Bunlar batıdan doğuya doğru sürüp giderken, doğuya yaklaştıkça güney ve kuzey yönüne yönelirler; gittikçe yükselerek Antalya’nın doğu bölümündeki engebeleri oluştururlar.
Bu engebeler göller bölgesi ile Akdeniz arasındaki çok dik dağlardır. Bu dağların arasında Tekeli
Yaylası’nda olduğu gibi geniş ovalar yoktur. Fakat hemen her taraf sık ormanlıktır. Buralarda çam, katran, gürgen, dişbudak, meşe, hatta bazı yerlerde şimşir bile vardır. Kuzeydeki dağların bazen 3.000 metreye yaklaşan yüksekliğine rağmen Akdeniz ikliminin ilik etkileri her yerde kendini gösterir. Eğridir yakınlarına kadar zeytin, badem, zakkum ve mersin görüldüğü gibi, Eynif Yaylası gibi en yüksek yaylalarında bile Akdeniz kıyısı bitkilerinin olduğu görülünce, insan şaşkınlığını gizleyemez. 2.000 metreye kadar yükselen bu yerlerde kar uzun süre yerde kalmaz ve burada ürün kırk günde olgunlaşır.
Antalya Ovası’nı yayla düzlüğüne bağlayan Çubuk Boğazı’nın doğusunda İn Dağı vardır. Bunun kuzey doğusuna doğru Çandır Dağı (2.375) ve Yaylası; daha kuzeyde de Pamuk Yaylası ile Çandır Dağı’nın doğusunda bu bölgenin en önemli dağlarından biri Bozburun Dağı (2.054) bulunur. Bu iki dağın arasında Yörüklerin yaylaya giderlerken geçtikleri Sanlıbeli vardır. Kıyı yolunu izleyen doğuya yönüne gidilirken Serik ilçesine varmadan kuzeyde bir höyüğü anımsatan bir tepenin üzerinde Sillyon Antik Kenti, onun kuzeyinde Katran Dağı ve içinde çok sayıda yaban keçisi bulunan Kıçalı Dağı ve onun kuzeyinde Ovacık Dağı ile Soğanlı Dağı bulunur. Bunlar çok yüksek olmayan kıyı dağlarıdır. Katran Dağı’nın kuzeyinde Yapmabel denilen bir geçit vardır. Buradan kuzeye çıkılınca, eteklerinde Selge Antik Kenti kalıntıları bulunan Beşkonak Dağı (2.381) görülür.
Bu dağın doğu tarafında kıyıdan Eynif Yaylası’na çıkılır. Bunun kuzeyinde Toka Yaylası ve daha kuzeyinde Cembös Yaylası yer alır. Toka Yaylası’nın batısında Yönsüz Dağı; bunun doğusunda Hasan Dağı, Söbü Dağı; daha kuzeyde Manavgat Irmağı’nın ilk çıktığı Akdağ (2.403) vardır. Daha kuzeyde Beyşehir Gölü’ne yakın Kartoz Dağı dikkat çeker. Bu iki dağın arasında yer alan Emreddin Belinden yazın sahilden Beyşehir Gölüne giden yörükler geçer. Buradan güneye inildikçe başka bir Katran Dağı (1.290) onun da güneyinde Akseki yolunun batısında Gürlen Dağı (1.620m) vardır. Akseki ile Gündoğmuş’un doğusunda Geyik Dağı (2.980), onun kuzeyinde Susuz Dağı ve Akdağ (2.461 m) görülür.
Akseki’nin güneyinde Enelli Dağı ve Bayraklı Dağı bulunur ve bunların çevresi, alüminyum ve boksit madenleri yönünden çok zengindir. Alanya ile Gazipaşa arasındaki körfezin kuzeyini süsleyen ve tepesinde genellikle eksik olmayan bir bulut parçası ile Vezüv yanardağını andıran Cebelireis Dağı dikkati çeker.
Alakır Çayı çukur alanı ile Elmalı Ovası arasında uzanan Beydağları’nın uzunluğu 50 km.yi bulur. Genişlikleri ise 8-10 km. arasında değişir. En yüksek noktası olan Kızlar Sivrisi 3.086 metredir. Beydağları’nın üzerinde, kalkerli tabakaların fazlaca olduğu yerlerde, suların bu taşları eritmesi sonucunda büyük çukurluklar (dolinler) ortaya çıkmıştır. Buzul Devri’nde bu dağlarda buzullar gelişmiştir. Bugün Beydağları yer yer ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda çeşitli ağaçlarla çam ve katran ağacı da bulunur. Beydağları ulaşıma fazla olanak vermez. Elmalı-Korkuteli-Antalya yolu, dağların kuzeyinden, Elmalı-Finike yolu ise güneyinden geçer.