Beldibi Mağarası, Antalya-Kemer sahil yolunun yaklaşık 40. km’sinde Çamdağ tünelinin hemen çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağıdır. Obaköy mevkiindedir.
Deniz sahilinde 25 m yükseklikte sığınak biçiminde bir mağaradır. Doğal tahribatla büyük ölçüde zarar gördüğünden içindeki dolgu tabakaları yağmur suları ve rüzgarla sürüklenerek akıp gitmiştir.
Beldibi Mağarası, Antalya bölgesinin ikinci önemli Prehistorik merkezidir. Tümü Mezolitik kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir. Yapılan kazılarda Üst Paleolitik ve Mezolitik döneme ait çakmaktaşı aletler ele geçirilmiştir. Ayrıca kaya altı sığınağının duvarlarında, şematize insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere devamlı açık olan bir arkeolojik SİT alanıdır.
Mezolitik Çağ’n, seramikli ve seramiksiz bölümleri en güzel bir biçimde, Beldibi Mağarası’nda bulunan malzemelerle tanınmaktadır. Çakmaktaşı gereçlerin yanı sıra, çanak-çömlek parçaları ve özellikle aşı boyası ile kayalar üzerine yapılmış yaban keçisi ve benzeri hayvan figürleri ile ilgi çekicidir. 1956 yılında E.Y Bostancı tarafından bulunan mağaradaki bilimsel kazılar, ancak 1959 yılında başlamıştır. 1960,1966 ve 1967 yıllarında kazıya devam edilerek doğuda altı metre derinliğe inilmiştir.
Çevresi çam ormanı ile kaplı Beldibi Mağarası üst Paleolilitik, Epipaleotilik ve Neolitik avcılar tarafından gerektiğinde bir sığınma ve yurt yeri olarak kullanılmıştır. Kazılarda Paleolitik, Mezolitik ve Mezolitik’ten Neolitik’e geçiş evrelerini yansıtan 6 katmanla karşılaşılmış; 4, 5 ve 6. katmanlar Üst Paleolitik döneme tarihlendirilmiştir.
Buluntular arasında, beyaz kalker ve deniz hayvanı kabukları, katkılı hamurdan iyi fırınlanmamış çanak çömlek parçaları, dar ağızlı kaplar ve çeşitli biçimli tutamaklarda vardır. Buna karşılık bezemeli parçalar bulunmamaktadır. Ayrıca çakmak taşından bol miktarda alet ve artıklar bulunmuştur. Bunlar arasında mikro kalemler, aylar, saplı uçlar, trapez biçimliler, saplı bıçaklar ve ok uçları, orak -bıçak dikkati çekmektedir.
Beldibi Mağarası’nda yaşayan toplulukların avcı ve toplayıcı oldukları, ancak çevrelerindeki yabani tahılları orak-bıçaklarla topladıkları, ele geçen diğer bulgulara bağlı olarak söyleyebilmek mümkündür. Karain Mağarası’nda eksik olan mezolitik kültürünü de bu yerleşme yeri tamamlamaktadır.