Döşemealtı Bölgesinin tarihi, Paleolitik Çağa (MÖ 600.000-100.000) kadar uzanır. Yağca Köyü yakınlarında bulunan Karain ve Öküzini mağaraları bölgede yaşayan ilk insan topluluklarının yaşam düzeyleri hakkında bilgi verir. İlçedeki Gökhöyük ve Bademağacı Höyüklerinde yapılan arkeolojik kazılarda Neolitik Çağ ve Maden Çağlarına ait (MÖ.3000-1200) bulgulara rastlanmıştır.
Tunç Çağının sonlarından itibaren bölgede yaşayan ilk uygarlık Solymler olup Anadolu’ nun ilk yerli halkları arasında yer alırlar.
Hitit Devletinin yıkılmasından sonra deniz kavimleri göçü ile bölgeye gelen Akaların hâkimiyeti başlamış, M.Ö.334 Yılında Makedonya Kralı Büyük İskender, Termossos Kenti’ni kuşatmış, fakat fethedememiştir.
Bergama Kralı Attolos’ un Antalya kentini ele geçirmesi ile Döşemealtı’nda bulunan Çubuk ve Yenice Boğazları önem kazanmıştır. Bergama Krallığı’nın Roma topraklarına katılımında (MÖ.315) sonra bölgede imar hareketleri hız kazanmıştır. MS. 5.yy dan sonra yayılmaya başlayan Hıristiyanlık; Silyon’ dan başlayan, Perge’den geçerek Döşemealtı’na ismini veren antik yolun misyonerlik faaliyetlerinde kullanımı hızlanmıştır.
11.yy. da Anadolu Selçukluları ile Bizans arasında başlayan mücadele, 1207 yılında Gıyaseddin Keyhüsrev’ in bölgeyi fethetmesi ile son bulmuş ve Döşemealtı Bölgesi Akdenizi Anadolu’ ya bağlayan yolların başlangıcı haline gelerek, bölgede önemli kervansaraylar inşa edilmiştir.
Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılması ile 1260 yıllarında bölgeye hâkim olan Hamidoğulları zamanında bölgeye yerleşmeye başlayan Karakoyunlu ve Sarıkeçili gibi Yörük aşiretleri yerleşim birimlerini oluşturmuşlardır.
Antalya ve çevresinin 1390 yılında Osmanlı hâkimiyetine girmesi yöreyi Teke sancağı adı altında Konya’ ya bağlamıştır.
1934 yılında Korkuteli – Kızılcadağ bölgesinden gelen ailelerin yerleştirildikleri ve Kırkgöz-Yeniköy adı verilen köye Kıbrıs’ tan gelen aileler ve göçebe olarak yaşayan Yörüklerde katılarak, bugünkü Döşemealtı ilçesinin ilk halk tabanı oluşmaya başlamıştır.
Döşemealtı adının tarihçesi: Antik çağda sahildeki Pamfilya kentleri ile iç kesimlerdeki Pisidia kentlerinin birbirine bağlayan yollardan birisi olan ilçe merkezine 9 km. uzaklıkta bulunan Derbent Boğazındaki döşeme taş yolundan almıştır. Bizans, Selçuklu, Osmanlı Dönemlerinde de faal olan döşeme yol yakın zamana kadar yörükler tarafından göç yolu olarak da kullanılmakta idi. Döşeme taşlardan oluşan ve 4 metre genişliğindeki yol bu bölgenin Döşemealtı olarak isimlendirilmesine neden olmuştur.