Osmanlı döneminde Teke bölgesi sanki gerilen yaydır,
Saltanat kavgasından dolayı çıkmış olan tarihi olaydır.
Osmanlı saltanatında taht kavgası ile şehzadelerin çoğu dışlanmıştır,
II.Beyazıt’tan sonra şehzadeler ile rekabet yaşanmaya başlanmıştır.
Şehzade Korkut, daha babasının sağlığında kardeşine cephe almıştı,
Şehzade Ahmet’in tahta aday gösterilmesinden ise rahatsız olmuştu.
Bu nedenle şehzadelik yapmakta olduğu zamanda yalnız kalmıştı,
Gizlice Manisa’da etrafına bir kısım kuvvetler toplamaya başlamıştı.
Bunu fark eden Beyazıt, Şehzade Korkut’a kin güder,
Şehzade Ahmet’in tesiriyle 1502’de Antalya’ya tayin eder.
Fakat Korkut, bu atamadan memnun olmaz alınır,
Kendisinin Manisa’da bırakılması ricasında bulunur.
Bu isteğinin kabul edilmemesi üzerine“bana saltanat gerekmez” der,
Önce Antalya’ya, oradan da kalkıp 1509 yılı baharında Mısır’a gider.
Bunun üzerine Sultan Beyazit,Korkut’un Mısır’da yeri yoktur demektedir,
Mısır sultanına elçi gönderip şehzadenin geri gönderilmesini istemektedir.
II.Beyazıt ile mevcut barışçıl durumu tehlikeye sokmadan mutabık kalınır,
Memluk Sultanı Kansu Gavri hacca gitme diye şehzadeye nasihatte bulunur.
Bu nasihatler üzerine, Korkut, bir müddet sonra eski yeri olan Teke’yi kapar,
1511’de geri gelir ve babasından af diler, babası onu tekrar buraya bey yapar.
Fakat o, aynı yılın mart ayında Teke Sancağı’nı bırakarak ayrı baş çeker,
Manisa’ya gitmek üzere Tekeden bir gece ansızın yiğitleri ile yola çıkar.
Çünkü o, Antalya’da eski itibarını bulamadığı için İstanbul’da da dışlanmıştır,
Amasya valisi olan Şehzade Ahmet, veliaht olarak düşünülmeye başlanmıştır.
Trabzon valisi Şehzade Selim ise Kırım yolu ile Rumeli’ye geçmiştir,
Şehzade Korkut hülyalarını kurduğu saltanat için o bayrak açmıştır.
Bundan dolayı bu sefer zorla da olsa Manisada kalacaktır,
Bilindiği üzre Manisa şehzadeler açısından gözde bir sancaktır.
Ancak, olaylar şehzadenin planladığı gibi gelişmemiş,dedikodular yayılmıştır,
Çünkü onun Teke Eli’ni bırakarak Manisa’ya doğru yola çıkışı isyan sayılmıştır.
Bu sebeple,Teke’de sayıları oldukça çok olan sipahiler tehlikeli görülmüştür,
Devlete itaatten çıkmak için sipahiler fırsat kolluyorlar diye karar verilmiştir.
Emellerine ulaşmak için Şah Kulu’nu kendilerine serdar yaparak koşar,
Antalya’dan Manisa’ya doğru yola çıkıp şehzade Korkutun peşine düşer.
Şehzade Korkut’un Şah Kulunu Elmalıda yenip ordan Manisaya gider,
Sonuçta,II. Beyazıt ta onu Manisa’ya sancak beyi olarak tayin eder.
Bütün bu gelişmeler esnasında merkezi yönetim, Teke Sancağına bir yönetici atayamamıştır. Bu ise yörede bir otorite boşluğunun doğmasına sebep olmuştur.
Yukarıda anlatılan olayların devamı olarak bizler saraya giriyoruz,
Bir müddet sonra Şehzade Korkut’u tekrar Teke Eli’nde görüyoruz.
Yavuz Sultan Selim tahta geçince kendisini cihan padişahı bilmiştir,
Son olarak ta sıra, Manisa’da bulunan Şehzade Korkut’a gelmiştir.
Bunu bilen Şehzade, amcası Cem Sultan gibi buradan gitme kararı almıştı,
Rodos şövalyelerine sığınıp ordan Avrupaya kaçmak için Teke Eli’ne gelmişti.
Piyale Beyle birlikte kılık değiştirip Istanos’da bir mağarada gizlenirim sandı,
Fakat üç hafta gizlendiği mağarada bir köylünün haber vermesiyle yakalandı.
Ardından da, o sırada Teke beyi olan Kasım Bey’e durum haber verilir,
Orada Kasım Bey Şehzade Korkut’u yakalatarak Bursa’ya gönderir.
Şehzade, bir rivayete göre 1513 yılında Bursa’ya giderken dağa kaldırılır,
13 Mart tarihinde çocuklarıyla yolda boğularak Cellât Sinan eliyle öldürülür.
Bu olayları tarihi okuyan insanlar bilmektedir,
Korkuteli adı Şehzade Korkuttan gelmektedir.
Alıntı: Yusuf TUNA